TİMUR EFSANESİ

Demircilikten eşkıyalığa geçen Timur

Efsaneye göre Timur, Beyazıt'a önce çok misafirperver davranmıştır. Fakat “Ben sana tutsak olsaydım ne yapardın?” sorusu üzerine “Ben seni kafese kapatır, her yere yanımda götürürdüm.” cevabını alınca Timur onu bir kafese kapatarak Anadolu’da ele geçirdiği yerlere yanında götürmeye başlamış...'


"Timur" dendiği zaman Ankara Savaşı ve "Aksak Timur" akıllara gelmektedir.Peki bu algının tarihi gerçeklerle ne derece irtibatı var ve bilinen "Timur" nasıl bir insan ve hangi karakterde bir lider?
Timur, Timurlenk veya Aksak Timur sıfatıyla tanımlanır. Semerkant bölgesinde Çağataylar ve Moğollar arasındaki mücadelelere katıldığı için sağ kol ve bacağından sakat kalmıştır. İbni Arabşah ve İbni Tagrıberdi ise Timur'un iyi bir demirci olduğunu, fakat geçim sıkıntısı yüzünden eşkıyalık yaptığını, bir koyun çalarken çobanın attığı oklarla omzundan ve ayağından yaralanarak sakatlandığını yazarlar.

Zeki ve kurnaz bir devlet adamı
Prof. Dr. Gülhan Atnur'un; Türkiye, Başkurt,Tatar ve Özbek Türkleri arasında Timur tipi etrafında teşekkül eden Efsaneler isimli çalışmasında; Timur, zeki, kurnaz bir devlet adamı, askerî bir taktikçi ve strateji uzmanıdır ve cihangirlik iddiasından dolayı diğer devlet adamlarına kendi idaresini tanıtma gayesindedir.Timur'a dair efsanelerde de genellikle onun devlet adamlığı konu edilir. Anadolu coğrafyasında özellikle Yıldırım Bayezid'in Timur'a tutsak düşmesine dair efsaneler de onun cihangirlik iddiasının bir sonucudur.
Yıldırım Beyazıt ile yaşanan tarihi çekişme
Bu olayı anlatan efsane Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nde varyantlarıyla yer alır. Timur döneminin tarihi kaynakları böyle bir olaydan bahsetmemesine rağmen bu efsanede Ankara Savaşı sırasında ordusu bozulan Yıldırım Bayezid'in cengâverce savaşması övülür ve Timur'a tutsak düşmesi anlatılır. Efsaneye göre Timur ona önce çok misafirperver davranmıştır. Fakat “Ben sana tutsak olsaydım ne yapardın?” sorusu üzerine Yıldırım Bayezid: “Ben seni kafese kapatır, her yere yanımda götürürdüm.” şeklinde cevap verince Timur onu bir kafese kapatarak Anadolu'da ele geçirdiği yerlere yanında götürmeye başlamış; tutsak aldığı eşlerine sakilik yaptırmıştır. Padişah bu durum sebebiyle ateşli sıtmaya tutularak ölmüştür.


Zalimliğine atıf yapılıyor
Timur'un Büler, Barac ve Bulgar şehirlerini ele geçirmesinde ise kurnazlığı ile zalimliği ön
plandadır. Bu şehirlerde kendisinin veya adamlarının kıyafet değiştirerek Timur hakkında kötü
söz söyleyenleri tespit ettiği/ettirdiği, onları bütün nesliyle öldürttüğü veya diri diri yaktırdığı anlatılır. Onunla yapılan savaşlarda hanın kızı ile kırk kızının da öldükleri ve gömüldükleri yerin ziyarete dönüştüğü efsanesi de mevcuttur.Timur, amacına ulaşmak için hileye başvuran biri olarak da tasvir edilir. Ateşsiz Kaynayan Kazan efsanesinde olduğu gibi kıyafet değiştirerek şehri nasıl ele geçireceğini öğrenir. Bu hile güvercinin ayağına ateş bağlayarak şehri yakmaktır.

Veli bir karakter miydi?
Özbek efsaneleri ise Timur'u veli tipi olarak yansıtmaktadır. Onun Allah'tan sonraki en
büyük yardımcısı Hızır'dır. Esrarengiz Şifacı adlı efsanede Timur, Fars ülkesini ele geçirdikten
sonra askerinin arasında veba yayılmaya başlar. O. Aksak Timer'de de tüccar kılığında gittiği Fan şehrinde padişah mallarına bakarken hileyle başını keserek padişahlığa geçtiği; İstanbul padişahını safranla yıkanıp hasta numarası yaparak öldürdüğü belirtilmektedir.
Timur'un İslam âlimlerine hürmet etmesi onun hakkındaki başka bir grup efsanenin konusunu oluşturur. Emir Sultan'ın Koca Eskici adlı fakir dervişe gönderdiği tezkereden sonra Timur ve askerlerinin Bursa'yı işgal etmekten vazgeçtiklerine dair Evliya Çelebi'nin kaydettiği efsane bunlardandır. Evliya Çelebi'nin naklettiği başka bir efsaneye göre Timur Akşehir'i Nasreddin Hoca sebebiyle işgal etmemiştir.

Cihangirlik sevdası
Timur'un büyük bir coğrafyayı fethetmesi döneminin cihangirlik iddiasına/sevdasına dayanır. Oysa Anadolu ve İdil-Ural coğrafyasında Türkler, millettaş ve dindaş oldukları Timur'a karşı aynı duyguyu beslemezler. Zira etnik ve dinî birliktelik olsa da coğrafya ve ideoloji farklılığı yeni bir toplumsal yapı ve kültür meydana getirmiştir. Efsanelerde Timur tipi bağlamında ortaya çıkan menfi algıyı bu açıdan değerlendirmek gerekmektedir.


Vatan mücadelesi ön planda
Bahsi geçen bölgeler buralardaki Türklerin vatanıdır. Bu sebeple Timur'un cihangirlik iddiası ile bu coğrafyadaki Türklerin vatanı koruma içgüdüsü efsanelerde ciddi bir çatışmaya yol açar. Anadolu ve İdil-Ural sahasındaki Türkler var olan devleti, milleti ve başarıyı muhafaza etmeye yönelik düşündüklerinden, bazı efsanelerde Timur ilahî kudretle yaratılmış bir kişi kabul edilmesine rağmen, gerçek karakter özelliklerini yansıtsın yansıtmasın; kurnaz, kindar, açık sözlü, yağmacı ve zalimdir. Genellikle Timur efsanelerinin belli yerlerle ilgili olması savaş şartlarını yaşayanların sıradan coğrafyayı vatan haline getirmesinden kaynaklanır. Güçlü, cesur ve başarılı olan Timur değil, haklı olduğu halde yenilen, yağmalanan, öldürülendir. Efsanelerde onların başarısı ortaya konulmaya, vatan mücadelesi ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır.